İlk Çorbalar: Taşlarla Kaynatılan Yemekler
Çorba sözcüğü, Farsça “şurba”dan türemiştir. “Şur” tuzlu, “ba” ise yemek anlamına gelir. Arkeolojik buluntular, çorbanın 10 bin yıl önce ortaya çıktığını göstermektedir. O dönemlerde su dolu çukurlara ısıtılmış taşlar atılarak et ve sebzeler kaynatılır, böylece ilk çorbalar hazırlanırdı.

Avrupa’ya Yolculuk: Ekmeğin İçindeki Çorba
Çorbanın Avrupa mutfağına girişinin MS 3. yüzyılda St. Patroklus’un ekmeğini suya batırmasıyla başladığı rivayet edilir. Orta Çağ’da çorba ve ekmek ayrılmaz ikiliydi; sofradaki ekmek dilimi sayısı ev sahibinin cömertliğini gösterirdi.

Fransız Devrimi ve Çorbanın Yükselişi
yüzyılda aşçı Pierre François La Varenne, çorbayı sadece ekmekle değil suyuyla da öne çıkararak gastronomide devrim yarattı. Fransız Devrimi sonrası gelişen restoran kültürüyle birlikte çorba Avrupa sofralarının yıldızı haline geldi.

Edebiyat, Atasözleri ve Çorbanın Anlamı
“Çorba parası kazanmak” deyimi geçim derdini anlatırken, “çorba içmek” bir topluluğa dâhil olmayı ifade eder. Divan edebiyatında sade yaşamı, halk hikâyelerinde ise paylaşımı simgeler.

Gelenekten Günümüze Uzanan Eşsiz Bir Lezzet
Gelenekten Günümüze Uzanan Eşsiz Bir Lezzet
İçeriği Görüntüle

Osmanlı’dan Günümüze Evrensel Bir Lezzet
yüzyılda gezgin Dernschwam, “Türklerin başlıca yemeği çorbadır” diye yazar. Limon, sirke ve baharatla zenginleşen Osmanlı çorbaları hem saray hem halk sofralarında yer bulmuştur. Kıtlık ve savaş dönemlerinde aşevlerinde dağıtılan ilk yemek de her zaman çorba olmuştur.