Dul avrat çorbasının hikayesi oldukça hüzünlü...Yıllar yıllar önce eşini kaybeden kadın maddi olarak oldukça zor durumdaymış. Çocuklarını doyurmakta zorlanıyor yemeklik bir şey çıkaramıyormuş. Artık elinden ne varsa toplamış ve hepsini kaynatmış ve ortaya çıkan yemeğe ise bir süre sonra “dul avrat çorbası” ismi verilmiş. Çorba genelde mercimek, salça, un, su ve yağ kullanılarak hazırlanır.
Adını geçmişin zorlu yıllarından alan Dul Avrat Çorbası, özellikle Kurtuluş Savaşı döneminde ve sonrasında, Anadolu’nun dört bir yanında yoksulluğun hâkim olduğu zamanlarda sofralara konuk oluyordu. Malzeme azlığına rağmen doyuruculuğu ve besleyiciliğiyle bilinen bu çorba, adeta yoklukla gelen lezzetin simgesi haline geldi.
İçeriğinde un, su, yoğurt, soğan ve salça gibi her evde bulunabilecek temel malzemeler yer alıyor. Zamanla yörelere göre farklılık gösteren tariflerde bazen nane, pul biber ya da kuru ekmek parçaları da kullanılıyor. Ancak özünde, çorbanın amacı "olanla yetinmeyi bilmek" ve "birlikte paylaşmak" fikrini yaşatmak.