Ancak kamu taşımacılığı denince akla gelen onca sorun ortadayken, şu soru hâlâ cevapsız duruyor: Biray Hamzaoğulları bugüne kadar hangi taşımacılık sorununu Meclis gündemine taşıdı?
İzin sorunları yıllardır çözülmedi. Usulsüz taşımacılık herkesin bildiği bir gerçek haline geldi. Yaşı dolmuş, teknik yeterliliği tartışmalı araçlarla yapılan taşımalar görmezden gelindi. En vahimi ise, öğrencilerin hayatını doğrudan tehlikeye atan uygulamalar karşısında sessizlik oldu. Dipkarpaz’da takla atan otobüs hafızalardayken, yaşananların münferit olmadığı da defalarca ortaya çıktı.
Kamu taşımacılığı sadece bir sektör meselesi değil, doğrudan kamu güvenliği meselesidir. Öğrenci taşımacılığı ise bunun en hassas alanıdır. Buna rağmen, öğrenci hayatlarını riske atan bu tabloya dair Meclis’te kaç kez söz alındı? Kaç önerge verildi? Kaç denetim talep edildi? Kaç kez “bu böyle gitmez” denildi?
Sektörün içinden gelen bir siyasetçiden beklenen, sorunları bilmesi kadar, o sorunları yüksek sesle dile getirmesidir. Beklenen, kazalar yaşandıktan sonra değil, yaşanmadan önce önlem alınması için mücadele etmesidir. Ancak bugüne kadar kamu taşımacılığındaki yapısal sorunlar, izin karmaşası, usulsüzlükler ve denetimsizlik Meclis gündeminde güçlü bir şekilde yer bulmadı.
İşte tam da bu yüzden soru nettir: Madem sektör temsilcisi olarak Meclis’e gidildi, neden kamu taşımacılığının bu yakıcı sorunları görmezden gelindi? Neden öğrenci taşımacılığıyla ilgili riskler ısrarla gündeme taşınmadı? Ve en önemlisi, neden susuyordu?
İstersen tonu biraz daha sertleştirebilir, ya da daha kısa bir versiyonunu manşet altı haber formatında da hazırlayabilirim.





