Tutku Candaş’dan oluşan heyetin verdiği kararı, Barkın okudu.
Yargıç, sanığın yargılandığı 3 davadan suçlu bulup mahkum ettiklerini açıklarken, ceza takdir ederken
Yüksek Mahkemenin cezalandırma ilke ve prensiplerini, suçların işleniş şeklini, ciddiyetini,
vahametini, sonucunu, sanığın kişisel durumunu; meseleye özgü tüm koşulları birlikte
değerlendirdiklerini ifade etti.
Yargıç, kamu mal ve can güvenliğini etkileyecek hallerde ceza takdir ederken, kamu menfaatinin
korunması faktörünün ağırlık kazanması gerektiğini söyledi.
Ağır ceza yargıcı, “Mahkemeler işlenen suçun ağırlığı ile orantılı ve toplumu, toplum bireyleri arasında
tedirginlik yaratan suçlardan koruyan cezalar vererek, toplumun hukuka ve adalete olan saygı ve
güvenini sağlanmak ve korumakla yükümlüdür. Mahkeme suçun tüm olgularını ve suçlunun
durumunu kamu yararını gözeterek, suçluya uygun cezayı saptamalıdır” dedi.
Yargıç, ciddi ve özellikle yaygın olan, toplumun huzurunu kaçıran suçlarda, mahkemenin yasa
koyucunun saptadığı azami ceza haddini de dikkate alarak, kamu yararı gereği gerek suçluyu gerekse
başkalarını benzer su işlemekten caydırıcı bir ceza takdir etmesi gerektiğine değindi.
Yargıç, sanığın mahkum olduğu ikinci dava konusu suçun 10 yıl, diğer davaların ise 7 yıla kadar hapis
cezası öngördüğünü kaydetti.
Yargıç “Öngörülen cezalar suçların ne denli ciddi ve vahim olduğunu yansıtmaktadır. Yine
gündemimizdeki davalardan da görüleceği üzere maalesef işbu suçlar oldukça ciddi şekilde
yaygınlaşmıştır. Bu tür suçlar kamu menfaatini, can ve mal güvenliğini ciddi şekilde tehdit etmekte,
toplumda oldukça ciddi bir huzursuzluğa yol açmaktadır. Yüksek Mahkememiz de can güvenliğini
tehdit edip, son yıllarda yaygın hale gelen kanunsuz tabanca ve patlayıcı madde ithal, tasarruf ve
taşıma suçları gibi ağır suçlara kamu yararının korunması prensibine ağırlık verilmesi ve başkalarını
caydırıcı ve ibret verici ceza takdir edilmesi gerektiğini kararlarında vurgulamıştır” ifadelerini kullandı.
Suçun işleniş şekline değinen Barkın, sanığın tehdit edildiği için ailesini ve kendisini korumak için silah
aldığını söylediğini aktardı.
Barkın, “Hukuk devletinde sanığın yapması gereken polise gitmekti” dedi. Yargıç, sanığın 2023 yılında
benzer suçtan hüküm giymesine rağmen 2025 yılında yine suç işleyerek, ıslah olmadığını gösterdiğini
açıkladı. Yargıç, bunu sanık aleyhine değerlendirdiklerini ifade etti. Silahın kullanılmamış olmasını,
sanığın özür dileyip davalarını kabul etmesini ise lehine değerlendirdiklerini kaydeden yargıç, sanığın
mahkum olduğu suçların oldukça ciddi, ağır ve kamuyu yakından ilgilendiren ve yaygınlaşmış suçlar
arasında olup gerek öngörülen azami cezalar, gerekse suçun işleniş şeklinin vahameti de
değerlendirildiğinde hapis cezası takdir etmeyi uygun gördüklerini ve 2 yıl hapse mahkum ettiklerini
açıkladı.
Ne olmuştu?
Lefkoşa’da 10.04.2025 tarihinde saat 11.30 raddelerinde Ortaköy’de CÖŞ ekipleri tarafından şüpheli
davranışlarından dolayı Ali Yavuzcan'ın üzerinde yapılan aramada 1 adet siyah renk Glock marka 7.65
mm çapında tabanca ve 2 adet 9 mm çapında canlı mermi bulunarak emare olarak alınmıştı. Sanık,
soruşturmanın ardından 14 Nisan 2025 tarihinde yargılanmak üzere cezaevine gönderilmişi.