Göreve gelir gelmez hiçbir iç soruşturma yürütmeden, ülkenin neredeyse tüm eczacılarını ve birçok doktorunu “reçete yolsuzluğu” iddiasıyla polise şikâyet eden Gardiyanoğlu’nun yarattığı kaosun etkileri hâlâ devam ediyor. İlaca erişim daha da zorlaştı, eczacılar büyük bir itibar kaybı yaşarken, hekimler belirsizlik içinde kaldı. En çok mağduriyet ise ilaç bulamayan hastalara yansıdı.
O dönem yapılan uyarılara rağmen kendisini “cesur ve adaletin bekçisi” olarak tanıtan Gardiyanoğlu’nun, şimdi ise Çalışma Bakanlığı’nın “insan ticareti iddialarıyla çalkalanması” sonrası görevden alındığı hatırlatılıyor. İddialara göre, Gardiyanoğlu’nun bakanlıktaki müsteşarıyla bu konuda yaşadığı ihtilaflar da görevden alınmasının temel sebeplerinden biri oldu.
Kamuoyunda sorulan soru ise şu:
“Ne oldu o cesur, adaletin bekçisi Gardiyanoğlu’na? Neden şimdi bildiklerini polise anlatmıyor?”
Toplumda oluşan algıya göre, Gardiyanoğlu’nun gücü yalnızca eczacılara ve doktorlara yetmiş, ancak insan ticareti gibi daha ağır iddialar karşısında sessiz kalmayı tercih etmiştir.
Yaşananlar, devlet yönetiminde ciddi bir “ciddiyetsizlik” örneği olarak değerlendirilirken, toplumun en köklü değerlerinin hiçe sayıldığı eleştirileri öne çıkıyor.