Özersay, toplantıda hem Avrupa Birliği’nin yaklaşımına dair eleştirilerini dile getirdiklerini hem de Kıbrıs Türk tarafının temkinli duruşunu açık bir şekilde aktardıklarını vurguladı. Özersay, Kıbrıs sorunu gibi uluslararası bir uyuşmazlıkta özel temsilci atanmasının, tarafların rızası alınmadan yapılmasının doğru olmadığını belirterek, “Bu yöntem temsilcinin işini kolaylaştırmaz, aksine süreci daha da zorlaştırır” dedi.
Geçmişte İngiltere ve Avustralya’nın benzer atamalar öncesinde taraflara bilgi verdiğini veya danıştığını hatırlatan Özersay, Avrupa Birliği’nin bu adımının diplomatik teamüllere uygun olmadığını ifade etti.
Birleşmiş Milletler’in bile çözüm zemini, müzakere formatı ve süreçle ilgili ciddi belirsizlikler yaşadığı bir dönemde Avrupa Birliği’nin siyasi düzeyde müzakere sürecine dahil olmaya çalışmasının mevcut zorlukları artıracağını belirten Özersay, Kıbrıs Rum tarafının Avrupa Birliği üyesi olduğu, karar alma mekanizmalarında yer aldığı ve Türkiye’nin AB sürecini veto kartıyla bloke ettiği bir ortamda bu tür adımların güven zedeleyici olduğunu söyledi.
Özersay, Rum yönetiminin yaklaşan AB dönem başkanlığının yaratabileceği sorunları ve Avrupa Parlamentosu Başkanı’nın son Kıbrıs ziyaretinde Kıbrıslı Türk temsilcilerle görüşmemesinin yarattığı olumsuz tabloyu da toplantıda gündeme getirdiklerini belirtti.
Toplantıya Halkın Partisi adına kendisiyle birlikte MYK Üyesi Ahmet Tokatlıoğlu’nun da katıldığını ifade eden Özersay, bu süreci “kapalı kapılar ardında” yürütmek yerine diplomatik nezaketi gözeterek şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşmayı tercih ettiklerini söyledi.





