Uzun Süredir Gizlenen İnsan Kaçakçılığı Dosyasında Sır Perdesi Aralanıyor Mu ?

"Bostancı ve Derinya Geçiş Noktalarında seyrüsefer çıkarılabilecek”

İçeriği Görüntüle

Yıllardır süregelen milyonlarca Euro’luk insan kaçakçılığı dosyasında, polis kapsamlı soruşturmalar yürütse de gerçek sorumlular ortaya çıkmadı. Müteahhitler Birliği onayıyla Çalışma Bakanlığı eski Müsteşarı Tahir Serhat’ın verdiği personel ön izinlerinin, birçok Müteahhit tarafından habersiz alınması iddiaları tartışmaları büyüttü.
KKTC’de yıllardır süregelen ve milyonlarca Euro’luk bir rant yarattığı öne sürülen insan kaçakçılığı dosyası, polis tarafından uzun süredir inceleniyor. Ancak kapsamlı çalışmalar ve yürütülen soruşturmaya rağmen, dosyanın gerçek sorumlularının hala ortaya çıkarılamamış olması, kamuoyunda devlete ve polise duyulan güveni ciddi biçimde sarsmış durumda.
İddialara göre, soruşturmanın en kritik noktalarından biri olan Polise bağlı, mühaceret biriminde geriye dönük verilere erişim sağlanamaması, sürecin tıkanmasına yol açtı. Eksik kayıtların neden ortaya çıkmadığına dair bir açıklama yapılmamış olması, soruşturmanın şeffaflığı konusunda ciddi soru işaretleri yarattı.
Tüm bu belirsizliklerin üzerine, Müteahhitler Birliği’nin onayıyla Çalışma Bakanlığı eski müsteşarı Tahir Serhat tarafından alınan personel ön izinlerinin, birçok müteahhit firmasının bilgisi dışında çıkarıldığı iddiaları gündemi yeniden karıştırdı.
Söz konusu izinlerin, dönemin Çalışma Bakanlığı Müsteşarı Tahir Serhat tarafından alındığı öne sürülürken, Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer ve Hüseyin Cahitoğlu ile Bakanlık arasındaki ilişkilerin bu izinlerin çıkarılmasında rol oynadığı yönündeki söylemler, soruşturmanın sadece bireysel işlemler üzerinden değil, kurumlar arası bağlantılar üzerinden yürütülmüş olabileceğini düşündürdü.
Bu gelişmeler, yıllardır süregelen insan kaçakçılığı dosyasının hala çözülememiş olmasını daha kritik bir noktaya taşıdı. Eksik kayıtlar, habersiz izinler ve iddia edilen kurumlar arası ilişkiler, soruşturmanın güvenilirliği ve devletin denetim mekanizmaları hakkında ciddi şüpheler doğurdu. Kamuoyunda, “Soruşturma engelleniyor mu?”, “Kimler korunuyor?” gibi sorular giderek daha yüksek sesle dile getirilmekte.