Tatar, bu temasın yalnızca New York’taki 5+1 zirvesi sırasında bir yemek masasında gerçekleştiğini, buna diplomatik bir anlam yüklenmesinin “çelişkili ve manipülatif” bir yaklaşım olduğunu söyledi.
Rum liderin, bir yandan Türkiye’ye yönelik suçlayıcı ifadeler kullanırken diğer yandan kısa bir teması diplomatik başarı gibi göstermeye çalıştığını belirten Tatar, bu çelişkinin tecrübesizlikten değil, gerginlik yaratma gayretinden kaynaklandığını vurguladı.
Tatar, Maraş açılımının halkın iradesiyle, eski mülk sahiplerinin haklarına saygılı şekilde yürütüldüğünü belirterek, Rum liderin asıl amacının, vatandaşlarının Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvurmalarını engellemek olduğunu ifade etti.
Türkiye’nin sürece verdiği desteğe dikkat çeken Tatar, Rum liderliğinin Kıbrıslı Türkleri yok sayarak bir çözüme ulaşamayacağını vurgulayarak, “Kıbrıs Türk halkı kendi yolunu seçmiştir; bu egemen eşitliğe ve eşit uluslararası statüye dayalı bir yoldur” dedi.
Tatar, Hristodulidis’e doğrudan da seslenerek, “Kıbrıs Türk halkını yok sayarak, KKTC’yi küçümseyerek diyalog kurulamaz. Saygılı bir üslup benimseyin, aksi halde siz de selefleriniz gibi tarihe başarısız bir lider olarak geçersiniz” dedi.
