Serhat Akpınar: “Tabanca İzinleri Ölçülü ve İhtiyaç Temelli Güvenlik Tedbiridir”
Demokrat Parti (DP) Genel Sekreteri Serhat Akpınar, son günlerde kamuoyunda tartışma konusu olan tabanca izinleriyle ilgili dikkat çeken bir açıklama yaptı. Akpınar, hükümetin verdiği tabanca izinlerinin keyfi değil, kriminal tehditlere karşı alınmış ölçülü ve ihtiyaç temelli güvenlik politikaları olduğunu vurguladı.
Sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Akpınar, muhalefetin bu izinleri “manipülatif bir dille kriminalize etmeye çalıştığını” belirterek, toplumda yanlış algılar yaratıldığını ifade etti. “Silahlanmayı benimsemiyorum” diyen Akpınar, söz konusu izinlerin bireysel lüks değil, güvenlik zincirinin tamamlayıcı bir unsuru olduğunu savundu.
“Küresel Tehditler Yerel Güvenlik İhtiyacını Artırıyor”
Akpınar, KKTC’nin hızla değişen demografik yapısı ve dış kaynaklı suç faaliyetleri nedeniyle yeni güvenlik önlemlerine ihtiyaç duyduğunu belirtti. Özellikle uyuşturucu, kara para aklama ve organize suçların bazı yabancı gruplar aracılığıyla ülkeye sızdığını ifade eden DP Genel Sekreteri, bu durumun hükümetin kontrol zafiyeti değil, küresel suç ekonomisinin yerel yansıması olduğunu söyledi.
“İzinler Polis ve Kritik Sektörlere Yöneliktir”
Akpınar, tabanca izinlerinin büyük çoğunluğunun polis mensuplarına verildiğini ve bu kararların kolluk kuvvetlerinin raporları, istihbarat analizleri ve risk değerlendirmeleri doğrultusunda alındığını belirtti. Özellikle iş insanları ve yatırımcılara yönelik tehditler karşısında özel koruma ihtiyacının doğduğunu vurgulayan Akpınar, bu izinlerin bireysel lüks değil, güvenlik zincirinin bir parçası olduğunu söyledi.
“Muhalefetin Tepkisi Halkta Gereksiz Korku Yaratıyor”
Akpınar, muhalefetin bu süreci siyasi malzeme haline getirdiğini ve halkta gereksiz korku yarattığını savundu. “Asıl fayda, bu mücadelede birlik ve sağduyu ile devletin yanında durmaktır” diyen Akpınar, güvenlik politikalarının sorumsuz bir silahlanma değil, toplumun huzuru için alınmış denetimli ve ihtiyaç temelli tedbirler olduğunu ifade etti.
Demokrat Parti olarak çağrıda bulunan Akpınar, “Bu hassas süreçte halkımızın güvenliği için alınan tedbirleri siyasi polemiklere kurban etmeyelim” diyerek açıklamasını tamamladı.
“Silahlanmayı Benimsemiyorum” Diyen Akpınar, Silah Dağıtımını Savunuyor
Akpınar, bireysel silahlanmayı benimsemediğini söylese de, hükümetin verdiği tabanca izinlerini savunarak bu çelişkiyi açıklamakta zorlanıyor. Güvenlik gerekçesiyle silah dağıtımını meşru göstermek, kamuoyunda “kontrollü silahlanma” algısı yaratıyor. Oysa uzmanlar, bireysel silahlanmanın şiddeti artırdığına ve toplumsal huzuru tehdit ettiğine dikkat çekiyor.
Güvenlik Zinciri mi, Güvensizlik Göstergesi mi?
Akpınar’ın açıklamasında, iş insanları ve yatırımcılara yönelik tehditler karşısında özel koruma ihtiyacından söz ediliyor. Ancak bu durum, devletin güvenlik mekanizmalarının yetersiz kaldığı izlenimini doğuruyor. Kolluk kuvvetlerinin varlığına rağmen bireylere silah verilmesi, kamu güvenliğinin bireysel inisiyatiflere bırakıldığı bir tabloyu işaret ediyor.
İstihbarat Raporlarıyla Meşrulaştırılan İzinler Ne Kadar Şeffaf?
Tabanca izinlerinin “istihbarat analizleri ve risk değerlendirmeleri” doğrultusunda verildiği belirtiliyor. Ancak bu süreçlerin kamuoyuyla paylaşılmaması, kararların ne kadar objektif ve denetlenebilir olduğu konusunda soru işaretleri yaratıyor. Sayın Başbakan’ın “izinlerin büyük bölümü polis mensuplarına yöneliktir” açıklaması da eleştirilere açık; zira polis zaten görev gereği silah taşıma yetkisine sahiptir.
Muhalefeti Suçlamak Çözüm mü?
Akpınar, muhalefetin tepkisini “manipülatif” ve “gereksiz korku yaratmak” olarak nitelendiriyor. Ancak kamuoyunun silahlanma konusundaki endişeleri, sadece siyasi polemik değil, toplumsal güvenlik açısından ciddi bir uyarıdır. Gerçek güvenlik, bireylerin silahlanmasıyla değil; adalet, eğitim ve güçlü kurumlarla sağlanır.