Mevzuata göre devlet memurlarının ve kamu kuruluşlarında çalışan kişilerin mesleki sürüş ehliyeti alma hakkı bulunmamasına rağmen, kamuda görev yapan bazı kişilerin bu ehliyetlerle toplu taşımacılık yaptığı yönündeki iddialar dikkat çekiyor.
Uzun süredir dile getirilen bu iddialara göre, söz konusu kişilerin şehir içi ve şehirler arası toplu taşıma araçlarını aktif şekilde kullandığı, denetim yapılması gereken noktalarda ise ihlallerin görmezden gelindiği öne sürülüyor. Trafik denetimlerinden sorumlu birimlerin bu duruma yeterli müdahalede bulunmadığı, yapılan şikayetlerin sonuçsuz kaldığı ve konunun yıllardır çözümsüz bırakıldığı iddia ediliyor.
Toplu taşımacılıkta yaşandığı belirtilen bu suistimallerin yalnızca bireysel ihlallerle sınırlı olmadığı, sistematik bir sorun haline geldiği de vurgulanıyor. Kamuoyunda, bazı taşımacılık faaliyetlerinin denetimden muaf tutulduğu, bu alanlarda çıkar ilişkileri ve rant düzeni oluştuğu yönünde ciddi iddialar bulunuyor.
Vatandaşlar, yasalar açık olmasına rağmen neden uygulanmadığını, mesleki sürüş ehliyeti hakkı olmayan kişilerin hangi gerekçeyle direksiyon başında olduğunu ve denetim mekanizmasının neden işlemadığını sorguluyor. Ayrıca, basına yansıyan haberler ve yapılan resmi şikayetlere rağmen herhangi bir yaptırım uygulanmaması, güven bunalımını daha da derinleştiriyor.
Toplu taşımacılığın doğrudan kamu güvenliğiyle ilgili olduğuna dikkat çeken yurttaşlar, yetkili makamları sorumluluk almaya çağırıyor. İddiaların açıklığa kavuşturulması, varsa ihmallerin ve usulsüzlüklerin ortaya çıkarılması ve yasanın herkes için eşit şekilde uygulanması talep ediliyor. Kamuoyunun beklentisi net: sorular yanıtsız kalmasın, suistimaller görmezden gelinmesin.




