399 bin Dolarlık bilişim vurgunu 399 bin Dolarlık bilişim vurgunu

KTSO açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"Ülkemizin önemli hellim ihracat pazarlarından biri olan Ürdün, 13 Mayıs 2025 itibarıyla süt ve süt ürünleri ihracatının durdurulması yönünde bir karar almıştır. Bu karar kuşkusuz en önemli ihracat kalemlerimizden olan hellim ihracatımızı etkileyecek ve olumsuz sonuçlar doğuracaktır.
Ülkemiz genel ihracatının yüzde 25’ine denk gelen hellim ihracatında son dönemlerde bazı sıkıntılar yaşanmaktadır. Ortadoğu pazarında Katar ve Lübnan’dan sonra Ürdün’ü de kaybetmek, hellim ihracatında ciddi daralma yaratacaktır. Bu çerçevede hükümetimizin yeni pazarlar bulma konusunda üreticimize destek olması gerekmektedir. KTSO olarak biz yeni pazarlar ve bu aşamada ikame edilebilecek pazarlar konusunda araştırmalarımızı sürdürüyoruz ve bu araştırmalarımız belli bir aşamaya gelmiştir. Ancak bu konuda hükümetimizin de desteğini görmek istemekteyiz.
Karar, Ürdün’ün yerel süt ve süt ürünleri üreticilerini koruma, sektörü sürdürülebilir hale getirme ve ileriye dönük yapısal bir güçlenmeyi sağlama hedefi doğrultusunda alınmış olup Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) özgü bir yasaklama olmayıp, tüm ülkelerden yapılan süt ve süt ürünleri ithalatını kapsamaktadır.
Ürdün Hükümeti, 13 Mayıs’tan geçerli olmak üzere, kendi yerel üreticilerini korumak, sektörü ayakta tutmak ve ileriye dönük daha sağlam temellere oturtmak amacıyla tüm ülkelerden süt ve süt ürünlerinin ithalatını yasaklamıştır.
Ürdün Hükümeti, bir plan doğrultusunda karar almıştır, ancak bu kararın hemen uygulamaya konulması KKTC hellim üreticilerine mağduriyet yaşatmıştır.
Ürdünlü ithalatçılarla KKTC’den hellim üreticilerinin en azından mevcut anlaşmalarının tamamlanması beklenseydi, yoldaki ürün ithalatçı firmalara ulaşacak, ihracat için yola çıkan tırlarımız Mersin ve Mağusa Limanlarında kalmayacaktı. Bu açıdan Ürdün Hükümeti’nin daha duyarlı olmasını beklerdik.

Öte yandan Ürdün Hükümeti’nin yerel üreticiyi korumak için aldığı karar takdire şayandır. Sanayi Odası olarak yıllardır savunduğumuz ve hükümetlerimize sürekli olarak anlattığımız konu budur. Yeri geldiğinde yerel üreticiyi korumak, ayakta tutmak ve ilgili sektörleri ileride sağlam bir temele oturtmak için ithalata yasak getirilebilmelidir. Hedeflenen noktaya
ulaşıldığında ise söz konusu yasaklamanın süresi veya ne zaman kaldırılacağı da masaya yatırılabilir.
Örneğin ülkemizde de geçmişte zeytinyağı ithalatına getirilen yasak, dönümlerce yeni zeytin ağacı dikimini teşvik etmiş, yeni modern zeytinyağı üretim tesislerinin kurulmasına yol açmış, sektörün gelişmesini sağlamıştır.
Bu çerçevede, Ürdün örneği, dünya genelinde yerli üretimin korunmasına verilen önemin somut bir göstergesi olduğunu kabul etmeliyiz. Ülkemizin de bu tür stratejik yaklaşımları benimsemesi gerektiği inancındayız."