Rivayetlere göre Osmanlı döneminde, Kıbrıs’a atanan yöneticilere ilk sunulan ikramlardan biri turunç şekerlemesi olmuş ve bu tatlı, zamanla misafirperverliğin sembolü haline gelmişti.
Yapılışı
Turunç şekerlemesi yapımı zahmetli olsa da sabırla yapılan bu tatlı, ortaya çıkan lezzetiyle bütün yorgunluğu unutturuyor.
Turunçların Hazırlanması:
Turunçların kabukları soyulup, iç beyaz kısmı temizlenir. Kabuklar ince şeritler halinde kesilerek suda bekletilir. Bu aşama, acılığının alınması için günlerce devam eder.
Haşlama ve Dinlendirme:
Kabuklar birkaç kez kaynatılıp suyu dökülür. Böylece acı tat tamamen çıkar. Daha sonra kabuklar soğuk suda dinlendirilir.
Şerbet Aşaması:
Şeker ve su ile hazırlanan yoğun şerbet kaynatılır. İçine turunç kabukları atılarak uzun süre kısık ateşte kaynatılır. Şerbet kabukların içine çekmesi için özen gösterilir.
Son Dokunuş:
Tatlı soğuduktan sonra cam kavanozlarda saklanır. İkram edilirken üzerine birkaç damla limon suyu damlatılır ve yanında Türk kahvesiyle sunulur.
Kültürel Önemi
Turunç şekerlemesi sadece bir tatlı değil, aynı zamanda Kıbrıs’ın misafirperverliğini yansıtan kültürel bir miras. Köy kadınları hâlâ her yıl turunç mevsiminde bu tatlıyı hazırlar, kavanozlar halinde ailelerine ve misafirlerine ikram eder.