Akpınar, Demokrat Parti’nin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin siyasal tarihinde derin izler bırakan bir hareketin bugünkü temsilcisi olduğunu dile getirerek, partinin yalnızca güncel siyasetin değil, aynı zamanda Denktaş’ın öncülüğündeki fikri mücadelenin mirasını da taşıdığını ifade etti.

Açıklamasında, geçmişte Demokrat Parti Genel Başkanlığı yapmış olan Serdar Denktaş’a yönelik kişisel saygısını da dile getiren Akpınar, Denktaş’ın siyasi ve toplumsal katkılarını her zaman takdirle anacaklarını belirtti. Ancak, Demokrat Parti’nin kurumsal kararlarının dışında kamuoyuna yapılan farklı açıklamaların, partinin ortak iradesine ve tarihî sorumluluğuna gölge düşürdüğünü kaydetti.

Akpınar'ın açıklamasının tamamı şöyle:

“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin siyasal tarihinde derin izler bırakmış bir misyonun temsilcisi olarak Demokrat Parti, bugün de ülkemizin geleceğine yön veren tarihî bir sorumluluğu taşımaktadır. Bu sorumluluk yalnızca güncel siyasetin değil; aynı zamanda merhum Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Raif Denktaş’ın önderliğinde şekillenen fikri mücadelenin de mirasıdır.

Partimizin kurucu kadrosunda yer almış ve geçmişte Genel Başkanlık görevini üstlenmiş olan Sayın Serdar Denktaş, bu tarihi sürecin şekillenmesinde elbette önemli katkılar sunmuştur. Bu katkılara duyduğumuz saygı ve vefa, her zaman baki kalacaktır.

Kaldı ki şahsen Sayın Serdar Denktaş’ı dün olduğu gibi bugün de yalnızca üstlendiği siyasi görevlerden dolayı değil; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurumsallaşmasına öncülük eden adımlarda aktif rol almış bir siyasetçi ve sanatçı kimliğiyle toplumsal duyarlılığı yüksek bir birey olarak tanıyor; kendisine her zaman bir büyüğüm, bir kardeşim olarak sevgi ve saygı duyuyorum. Bu duygum bugün de aynen geçerlidir.

Şunu da büyük bir içtenlikle ifade etmek isterim ki, hayatını Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesine adamış; yalnızca bir siyasi lider değil, aynı zamanda tarihî bir şahsiyet olan Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Raif Denktaş’ın evladı olmak, taşıması kolay olmayan, onurlu ama ağır bir sorumluluktur.

O’nun düşünsel mirası, dirayetli devlet adamlığı ve halkına duyduğu derin sevgi; yalnızca kendi dönemine değil, bizlere ve gelecek nesillere de yön çizen bir ilham kaynağı olmuştur.

Bu bağlamda, Sayın Serdar Denktaş’ın zaman zaman bu kıyaslama zemini üzerinden dile getirdiği duygularını ve hassasiyetini çok iyi anlıyorum.

Çünkü hiçbir lider, hiçbir Cumhurbaşkanı ve hiçbir aday; Kurucu Cumhurbaşkanımızın temsil ettiği tarihi rolün ve manevi mirasın yerine konamaz.

Bu içsel hassasiyetin özünde yüksek bir sadakat ve bağlılık taşıdığına inanıyor, bu duyguyu derin bir anlayışla karşılıyorum.

"Bize düşen görev; tarihi sorumluluğumuzu ortak akıl ve sağduyu ile yerine getirmektir."

Ancak tam da bu nedenle, bize düşen görev; bu büyük mirasın hatırasına layık bir şekilde davranmak, tarihi sorumluluğumuzu ortak akıl ve sağduyu ile yerine getirmektir.

Gelinen noktada, Demokrat Parti’nin Parti Meclisi tarafından oybirliğiyle alınan ve sağduyu mutabakatı ile pekiştirilen kararlarının, tüm teşkilatlarımız ve kamuoyu tarafından saygıyla karşılandığını görmekten büyük bir memnuniyet duymaktayız.

Dikmen'de yangın paniği! Dikmen'de yangın paniği!

"Demokrat Parti’nin ortak iradesine ve tarihi sorumluluğuna gölge düşürecek bir yaklaşım olarak görmekteyiz"

Bu bağlamda, kişisel düşünceler ne olursa olsun; partinin aidiyet duygusu ve kurumsal duruşu gözetilerek, alınan kararların dışında kamuoyuna yansıyan farklı beyanları, Demokrat Parti’nin ortak iradesine ve tarihi sorumluluğuna gölge düşürecek bir yaklaşım olarak görmekteyiz.

"Partimizin tam desteğini alacağından şüphesi olmamalıydı"

Sayın Serdar Denktaş, geçmişte partimizin Genel Başkanı olmuş, değerli bir siyasi figürdür. Cumhurbaşkanlığı adaylık sürecinde, daha önce kamuoyuna da açıkladığı gibi, partimizin çatısı altında adaylık düşüncesiyle hareket etmesi hâlinde, partimizin tam desteğini alacağından şüphesi olmamalıydı. Ancak bu süreçte bu yönde bir kararlılık ortaya konulmamış; farklı siyasi arayış ve hareketlilik içerisinde olmayı tercih ettiği, kamuoyundaki beyan ve duruşlarıyla anlaşılmıştır.

"Kişisel görüşlerini kendisinde saklı tutma olgunluğunu göstermesini temenni ediyorum."

Dolayısıyla, Sayın Serdar Denktaş’ın da kendi kurucu kimliğini taşıyan Demokrat Parti’nin bugünkü duruşuna ve demokratik işleyişine gölge düşürecek bir muhalefet sergilememesini; partimizin aldığı kararları ve temsil ettiği tarihi misyonu gözeterek, kişisel görüşlerini kendisinde saklı tutma olgunluğunu göstermesini temenni ediyorum.

Çünkü bugün bizlere düşen görev; ayrışmak değil birleşmek, kutuplaşmak değil kucaklaşmak, bireysel hesaplarla değil, ulusal kararlılıkla hareket etmektir.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bekası için ortak zeminde buluşmak ve halkın iradesini esas almak artık bir zarurettir.

Parti Meclisimizin kararlılığı nettir:

Demokrat Parti, Kurucu Cumhurbaşkanımızın devlet ve egemenlik vizyonu doğrultusunda, KKTC’nin asri varlığını temsil eden Cumhurbaşkanımız Sayın Ersin Tatar’ı destekleme kararı almıştır.

Yolumuz, hedefimiz birdir.

Bu karar yalnızca bir siyasi tercih değil, bir devlet aklının, tarihi sorumluluğun ve halk iradesinin ifadesidir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”