CTP açıklamasında, insan haklarının “toplumun birlikte yaşama iradesinin temeli ve demokrasinin en güçlü güvencesi” olduğu kaydedilerek, mevcut yönetim anlayışının halkı yoksulluğa, belirsizliğe ve güvencesizliğe sürüklediği belirtildi.
Sağlık ve eğitim hakkı ihlal ediliyor
Açıklamada, kamusal sağlık sisteminin “çökmenin eşiğinde” olduğuna işaret edilerek ilaç krizleri, erişim engelleri ve altyapı yetersizliklerinin yaşam hakkını tehdit ettiği vurgulandı. Girne ve Güzelyurt hastanelerinin yıllardır tamamlanamamasının “sağlık hakkının açık bir ihlali” olduğu ifade edildi.
Eğitimde ise eşitlikten uzaklaşıldığı, okulların fiziksel güvensizliği ve özel gereksinimli bireylere destek mekanizmalarının yokluğunun fırsat eşitliğini derinden zedelediği belirtildi.
Toplumsal cinsiyet eşitliği geriliyor, çocuklar korunamıyor
Kadına yönelik şiddet, çocuk istismarı ve suça sürüklenen çocuk sayısındaki artışın “sosyal devletin görevini yerine getirmediğinin açık göstergesi” olduğu kaydedildi.
Basın özgürlüğü daraltıldı, kişi güvenliği aşındı
Gazetecilerin yazdıkları nedeniyle dava edildiği, polis soruşturmalarına tabi tutulduğu ve bazı gazeteci ile iş insanlarının yurtdışı kaynaklı suç örgütleri tarafından tehdit edildiği hatırlatılarak, “kişi güvenliğinin ortadan kalktığı” değerlendirmesi yapıldı.
Emek sömürüsü ve yoksullaştırma politikası
CTP, insan kaçakçılığı ve insan ticaretinin görünmez bırakıldığını, özel sektörde çalışan on binlerce kişinin düşük ücretler ve denetimsiz çalışma koşullarıyla “açlık sınırında yaşamaya mecbur bırakıldığını” ifade etti.
Yoksulluğun yapısal bir krize dönüştüğü belirtilerek, elektrikten gıdaya, kiradan temel tüketim maddelerine kadar birçok alanda halkın temel ihtiyaçlara erişemediği vurgulandı.
Çevresel felaketler ve barınma krizine dikkat çekildi
Dere yataklarının taşması, altyapı eksiklikleri ve kontrolsüz inşaat politikalarının yaşam hakkını tehdit ettiği belirtilirken, barınma hakkının fahiş kira artışlarıyla birlikte yok olmaya başladığı ifade edildi.
Trafik güvenliği sağlanamıyor
Ölümlü kazalardaki artışın toplumsal güvenliğin çöktüğünü gösterdiği kaydedildi.
“Demokratik ve insan onurunu koruyan bir düzen kuracağız”
CTP açıklamasının sonunda şu vurgular yapıldı:
“Hak odaklı bir ülke yönetimi mümkündür ve zorunludur. İnsanların özgürce, güvende, sağlıklı, onurlu ve insanca yaşayacağı demokratik bir düzeni kurmak bizim siyasal sorumluluğumuzdur. Bu ülkenin geleceği; insan onurunun korunduğu, sağlık ve eğitime eşit erişimin sağlandığı, çevrenin korunduğu, yolsuzluğun değil adaletin hüküm sürdüğü bir düzenle mümkündür.”
CTP, bu düzeni kurma kararlılığının altını bir kez daha çizdi.
