Gülbahar, söz konusu anlaşmanın Kıbrıs Türk halkı açısından ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurgulayarak, özellikle Güney Kıbrıs’taki Tatlısu (Mari) bölgesinde yer alan deniz üssünün Fransız donanmasına açılması, askeri altyapının güçlendirilmesi ve savunma alanında derinleşen işbirliğinin kaygı verici olduğunu ifade etti. Bu adımların, Rum tarafının tek yanlı ve oldubittiye dayalı politikasının yeni bir örneği olduğunu savundu.
Açıklamasında, Rum tarafının asıl niyetinin adanın yönetimini ve zenginliklerini paylaşmak değil, Kıbrıs Türkü’nü ve Anavatan Türkiye’yi hedef alan uzun vadeli bir stratejik hazırlık yürütmek olduğunu öne süren Gülbahar, bu tablo karşısında Türkiye ile eşgüdüm içinde derhâl diplomatik ve siyasi önlemler alınması gerektiğini kaydetti.
Gülbahar, seçim döneminde benzer askeri girişimlere izin verilmeyeceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erhürman’ın, Güney Kıbrıs–Fransa anlaşmasına ilişkin bugüne kadar kamuoyuna açık bir tepki ortaya koymamasını “ciddi bir eksiklik” olarak nitelendirdi. Kıbrıs Türk halkının beklentisinin, Rum tarafının her askeri hamlesini yalnızca izleyen değil; ön alan, uyaran ve uluslararası kamuoyunu harekete geçiren bir Cumhurbaşkanlığı duruşu olduğunu vurguladı.
Milli Mücadele Vakfı adına yapılan çağrıda şu başlıklar öne çıktı:
-
Rum–Yunan ikilisinin federal çözüm söylemiyle oyalarken attığı stratejik adımlara karşı dikkatli olunması
-
Bu adımlar sürerken Kıbrıs konusunda müzakere masasına oturulmaması
-
Fransa–Güney Kıbrıs askeri işbirliğine karşı açık ve yazılı bir diplomatik tepki ortaya konulması
-
Türkiye ile işbirliği içinde, anlaşmanın Ada’daki dengeleri bozduğunun uluslararası platformlara taşınması
-
Kıbrıs Türk halkının süreç hakkında şeffaf biçimde bilgilendirilmesi
Gülbahar, Milli Mücadele Vakfı’nın, Kıbrıs Türk halkının egemenliği, güvenliği ve sosyo-ekonomik gelişimini hedef alan hiçbir girişim karşısında sessiz kalmayacağını da sözlerine ekledi.