Dış politikanın yalnızca devletler arası ilişkilerden ibaret olmadığını belirten Toros, dış politikanın ekonomi, eğitim, mülkiyet, enerji, iklim ve insan hayatını doğrudan etkilediğini vurguladı. Dışişleri Bakanlığı’nın, Kıbrıslı Türklerin uluslararası alandaki imajını ve çıkarlarını savunması gereken temel kurumlardan biri olması gerektiğini ifade etti.
Hazırlanan bütçenin vizyondan yoksun olduğunu söyleyen Toros, bu bütçenin Dışişleri Bakanlığı’nı potansiyelinin gerisinde bıraktığını kaydetti. Bütçenin yalnızca mali bir belge olmadığını, hükümetin dış politikaya bakışını da yansıttığını belirten Toros, mevcut bütçenin çözümsüzlüğü ve yalnızlığı kurumsallaştırdığını dile getirdi.
Mevcut dış politikanın Kıbrıs Türk halkının geçmişte ortaya koyduğu demokratik iradeyi yok saydığını savunan Toros, uzlaşmayı zayıflık olarak gören anlayışın Kıbrıslı Türkleri dünyadan izole ettiğini söyledi. Yalnızlığın bir siyasi tercih sonucu ortaya çıktığını belirten Toros, izlenen politikanın dünyayla bağ kurmak yerine duvar örmeyi esas aldığını ifade etti.
Yalnızlığın ve tecridin bir onur gibi sunulmasını eleştiren Toros, bunun egemenlik anlamına gelmediğini, aksine Kıbrıslı Türkleri daha da görünmez kıldığını söyledi. Uluslararası kurumları tehdit gibi gösteren dilin doğrudan Kıbrıs Türk halkına zarar verdiğini kaydeden Toros, bunun ciddi bir özgüven sorunu olduğunu dile getirdi.
Toros, izlenen dış politikanın sosyal ve ekonomik sonuçlarına da dikkat çekerek, toplumsal yoksullaşmanın derinleştiğini ve mülkiyet alanında kritik bir eşik aşıldığını ifade etti. Taşınmaz Mal Komisyonu’nun geleceğinin tehlikeye girmesinin uluslararası hukuk açısından ciddi riskler taşıdığı uyarısında bulundu.
Gençlerin ülkelerinde gelecek kurma umudunu kaybettiğini belirten Toros, akademisyenlerin, sanatçıların, sporcuların ve girişimcilerin kendi kimlikleriyle uluslararası alanda yer alamamasının yalnızlığın en ağır bedellerinden biri olduğunu söyledi.
Dışişleri Bakanlığı’nı da eleştiren Toros, diplomasinin slogan atmakla yürütülemeyeceğini belirtti. Ekonomik, kültürel ve kamu diplomasisi üretmeyen yaklaşımın krizleri çözmek yerine derinleştirdiğini savundu.
Kıbrıs sorununda federasyon temelinde çözüm çağrısını yineleyen Toros, müzakerelerin sonuç odaklı ve takvimli olması gerektiğini söyledi. Halk iradesinin tartışmaya açık olmadığını vurgulayan Toros, cumhurbaşkanlığı seçiminde ortaya konan iradeye saygı gösterilmesi gerektiğini ifade etti.
Konuşmasının sonunda Toros, bu bütçenin çözüm üretmediğini belirterek, Kıbrıs Türk halkının dünyaya kapalı yaşamayı hak etmediğini söyledi.