KÜLTÜR SANAT

Tohumun Hikâyesi : Tarımın Gizli Dünyası

Tabağımıza dahil ettiğimiz meyve ve sebzelere bugünlerde daha dikkat eder olduk. Tarım zararlıları, GDO bilinmezliği, hijyen, pestisitler derken önümüzde sorgulamamız gerek birçok unsur belirdi.

Ana Tema : Tohum

İçeriği başlıklara ayırarak anlatmaya geçmeden önce, işin özüne odaklanalım: Tohum nedir? Tohum dediğimiz bilimsel olarak; çiçekli bitkilerin üreme organı olan ve döllenme sonrası oluşan, yeni bir bitki oluşturabilecek yapıdır. Botanik açıdan ise; embriyo (gelişmemiş bitki), besin dokusu (endosperm ve perisperma) ve koruyucu bir tohum kabuğundan (testa) oluşur.

Gündelik hayatta gerek tüketimde gerekse dışarıda karşılaştığımız birçok çeşit tohum bulunuyor. Buğday rüşeymini mutlaka duymuşsunuzdur; buğday tanesinin %2-3’lük kısmına yani embriyo bölümüne verilen ad olduğunu biliyor muydunuz? Fındık, badem, ceviz üçlüsünün kendileri de yağlı tohumlardır aslında. Tükettiğimiz mısır taneleri de bir nevi şahsına münhasır bireylerdir desek, yanlışımız olmaz. Benzer şekilde içtiğimiz kahve dahi tohum yapısından meydana gelir. Yani günlük tüketimimizde tohumlara sıklıkla rastlamaktayız.

Açık Tohumlular

Tohumları bir meyve veya yumurtalık tarafından sarılmamış, yani açıkta bulunan bitkilerdir. Tohumlar genellikle kozalak pullarının arasında gelişir. Çoğu iğne yapraklı ve her dem yeşil bitkilerdir. Çam, sedir, ladin, ardıç, ginkgo gibi örneklerden bahsedebiliriz. Özelliklerine değinirsek;

  • Gerçek çiçekleri bulunmaz.
  • Genellikle kozalak (strobilus) taşırlar.
  • Odunsu bitkilerdir, otsu formları yoktur.
  • Rüzgârla tozlaşma yaygındır.

Kapalı Tohumlular

Tohumları, çiçeğin dişi organı olan yumurtalık tarafından sarılan ve genellikle meyve içinde gelişen bitkilerdir. Tükettiğimiz birçok meyve ve sebze bu grupta değerlendirilir. Buğday, pirinç, mısır, elma, armut, domates, fasulye örnek verilebilir. Özelliklerini inceleyelim;

  • Gerçek çiçeklere sahiptir. (taç yaprak, çanak yaprak, dişi ve erkek organ)
  • Döllenme sonrası yumurtalık meyveye dönüşür.
  • Otsu ve odunsu türleri vardır.
  • Tozlaşma; rüzgâr, böcek, kuş, hayvan ve su etkisiyle gerçekleşebilir.

Yerelin Üretim Gücü : Atalık Tohumlar

Yakın zamanda sıklıkla gündeme gelen ve yerli üreticilerin dayanağı olan atalık tohumları duymuşsunuzdur. Nedir bu atalık tohum dediğimiz? Atalık tohumlar, yerli ve doğal genetik yapısını koruyan tohumlardır. Binlerce yıl boyunca, çeşitli kuşakların emeğiyle yetiştiricilik yöntemleriyle elde edilmişlerdir.

Bu tohumlar, genetik çeşitlilikleri ve doğal dayanıklılıkları sayesinde, bitkilerin çevresel yapıya uyum sağlama özelliklerini de bugünlere miras olarak taşırlar. Zamanın ve zor koşulların mayasından gelen atalık tohumlar; tuzluluk, soğuk-sıcak havalar, çeşitli doğa olayları gibi çevresel streslere de daha dayanıklı yetişmişlerdir. Kendi kendini tohumlama doğurganlıklarıyla ve aynı verimde ürün sağlamaları ile, “atalık tohumların verimsizliği” düşüncesini de rahatlıkla çürütürler. Böylelikle diyebiliriz ki: İyi, verimli ve doğal tarımın yolu; Anadolu’da atalık tohumlardan geçer.

Türkiye’de Geleceğe Miras : Tohum Bankaları

Doğal, köklerden üretimi sürdürmek adına Türkiye’de de atılan adımlar var: Tohum bankaları. Tohum bankaları; yerel tohumları saklamak, çoğaltmak, korumak amacıyla kurulan, genetik çeşitliliği muhafaza eden kurumlar veya tesislerdir. Bu bankalar, doğal biyoçeşitliliği ve tarımsal çeşitliliği korumak, tarımda sürdürülebilirliği sağlamak için çokça kıymetlidir.

İlk tohum bankaları, doğal tohum çeşitliliğinin kaybolması ve gıda güvenliği risklerinin arttığı 1990’lı yıllarda kurulmaya başlanmıştır. Anadolu’nun çeşitli yörelerinden temin edilen ve geleceğe miras bırakılan bu tohumlar sayesinde, yabancı ve hibrit tohumlara olan bağımlılık azalma yolunda ilerlemiştir.