On binlerce yıldır varlığını koruyan, kum tepeleri ve Oazalos Lagünü ile bu adanın en kıymetli doğal miraslarından biri olan bölge, rant hırsına teslim edildi. Kamuya ait, anayasa ile korunan bir alan, beton ekonomisinin çıkar hesaplarına kurban edildi. İki bin çam ağacının kesildiği söyleniyor ve kimsenin kılı kıpırdamıyor.
Devlet diyenler, vatan diyenler, millet diyenler bugün nerededir? Bu suskunluk, bu kayıtsızlık kabul edilemez. Doğa talan edilirken makam koltuklarına yapışıp kalanlar, bu yıkımın bir parçasıdır. Kamu yararı hiçe sayılmış, toplumsal vicdan ayaklar altına alınmıştır.
Bu ülkede birileri doğayı para uğruna yok ederken, yetkililerin seyirci kalması tesadüf değil, bilinçli bir tercihtir. Bu tercih, geleceğimizi, çocuklarımızın yaşam hakkını gasp etmektir. Kumyalı’da yaşanan, yalnızca ağaçların kesilmesi değil, toplumsal iradenin, hukukun ve adalet duygusunun da kesilmesidir.
Sorumlular hesap vermek zorundadır. Bu talanın arkasındaki isimler, izin verenler, görmezden gelenler tek tek ortaya çıkarılmalıdır. Aksi halde bu sessizlik, bu yıkımın ortağı olmak anlamına gelir. Bu ülkenin doğası sahipsiz değildir ve bu katliamın hesabı mutlaka sorulacaktır.