KIBRIS

GAVUR BÖREĞİ – Unutulmuşların Sofrasından Hikâyesi

Zamanın çok öncesinde, Karpaz’ın sarp tepelerinde yer alan küçük bir köyde, Gavur Böreği bir barış yemeğiydi. Adı biraz sert duyulsa da, aslında bu börek bir hikâyeyi saklar:

Kıbrıslı Ortodoks Hristiyanlar ile Müslüman Türkler arasında, 1800’lü yılların sonunda geçen bir kavga sonrası, köyün kadınları erkeklerin tüm küskünlüğünü ve öfkesini bir sofrada eritmek ister. Kadınlar, ellerinde ne varsa — yabani otlar, keçi peyniri, susuz tarlalardan kalan soğanlar — bunları incecik hamurun içine sarıp, zeytinyağında nar gibi kızartırlar.

Bu börek öyle bir lezzet olur ki, kavgalar unutulur, sofralar birleşir. Adına “Gavur Böreği” derler; çünkü yemeği ilk kez yapan, Müslüman komşularına ikram eden yaşlı bir Ortodoks kadındır: Yanya göçmeni Eleni.

Ancak zaman geçtikçe, bu börek ne kitaplara girer ne de mutfaklara... 1974 sonrası yaşanan kopuşlarla birlikte Eleni'nin de izleri silinir. Gavur Böreği sadece birkaç yaşlının belleğinde bir “barış anısı” olarak kalır.

Gavur Böreği Tarifi (yakın tahminle yeniden canlandırılmış hali):
Malzemeler:
2 su bardağı un

1 çay kaşığı tuz

3/4 su bardağı su

1 yemek kaşığı zeytinyağı (hamura)

Kızartmak için zeytinyağı

İç harcı:
Yabani pazı (bulunmazsa ıspanak)

Birkaç dal nane (taze ya da kuru)

1 soğan (ince doğranmış)

150 gr keçi peyniri

Bir tutam çörekotu

Karabiber, pul biber

Yapılışı:
Un, tuz ve suyu karıştırarak sertçe bir hamur yoğur. Dinlendir.

İç harcı hazırlarken tüm malzemeleri çiğden karıştır.

Hamuru bezelere ayır, çok ince aç.

Ortasına harçtan koy, yarım daire şeklinde kapat.

Kenarları iyice bastır (eski usulde parmakla kıvrılır).

Zeytinyağında, orta ateşte altın sarısı olana dek kızart.

Sunum:
Yanına bir tutam kişnişli yoğurt ya da limonlu nar ekşisi sosu yakışır. Ama asıl olan, bir sofrada paylaşılmasıdır.

Bugün:
Bugün Gavur Böreği’ni bilen neredeyse yok. Ne restoran menülerinde var, ne de ev mutfaklarında. Ama bir zamanlar barış için pişmişti. Belki sen bu tarifi yaşatırsan, o eski sıcaklığı ve kokusu bir sofrada daha hayat bulur.