Fileleftheros gazetesine verdiği röportajda Holguin, 11 Aralık’ta gerçekleştirilen liderler görüşmesinin iyi bir başlangıç olduğunu ifade etti. Holguin, bu görüşmeyle birlikte beş yıldan sonra ilk kez temel siyasi konuların ele alındığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in görüşmede samimi ve açık bir tutum sergilediklerini belirten Holguin, bunun süreç açısından olumlu bir gelişme olduğunu kaydetti. Görüşme sonrası yapılan ortak açıklamada, Kıbrıs sorununa BM kararlarında yer aldığı şekliyle siyasi eşitliğe dayalı bir çözüm hedefi konusunda uzlaşı sağlanmasının küçük bir başarı olmadığını söyledi. Bu tür bir taahhüdün 2020 yılından bu yana dile getirilmediğini hatırlattı.
Holguin, liderlerin görüşmelerde konulara hakim olduklarını ve özlü müzakerelere geçmeden önce ele alınması gereken başlıkları hızlı şekilde tespit edebildiklerini ifade etti. Bundan sonraki süreçte liderlerin temsilcilerinin rolünün büyük önem taşıyacağını vurgulayan Holguin, müzakerecilerin daha sistematik ve sonuç odaklı çalışmaları gerektiğini söyledi.
Güven Yaratıcı Önlemler ile özlü müzakerelerin birbirini tamamladığını belirten Holguin, GYÖ’lerde ilerleme sağlanmasının liderlerin temel siyasi konulara odaklanabilmesi için gerekli ortamı oluşturduğunu ifade etti. Ancak GYÖ’lerin, içerik müzakereleri olmadan belirsiz bir süre devam edemeyeceğini kaydetti.
5+1 konferansına ilişkin soruya “henüz erken” yanıtını veren Holguin, liderler arasındaki diyaloğun henüz ilk aşamada olduğunu ve gerçek bir güven ortamının oluşturulması gerektiğini söyledi. Böyle bir konferansın ancak güçlü bir ön hazırlık ve süreci ileriye taşıyacak gerçekçi beklentilerle yapılabileceğini belirtti.
Holguin, BM’nin taraflara destek vermeye devam edeceğini ancak kalıcı bir çözüme ulaşılmasının tamamen Kıbrıslılara ve liderlerin göstereceği siyasi iradeye bağlı olduğunu vurguladı. Kıbrıs ve bölgenin yeni bir başarısız müzakere sürecine daha dayanamayacağını da sözlerine ekledi.
Sivil toplum kuruluşlarıyla da temaslarda bulunduğunu ifade eden Holguin, bu görüşmelerde özellikle genç kuşakların güvenli, istikrarlı ve daha fazla fırsat sunan bir gelecek isteğini net biçimde gördüğünü belirtti. Bu sürecin yalnızca siyasi liderlerle sınırlı olmadığını, toplumun günlük yaşamına somut iyileştirmeler getirmesi gerektiğini söyledi.