Her yıl milyonlarca çocuğun heyecanla beklediği bu özel gün, sadece bayram değil; aynı zamanda çocuk haklarının, barışın ve kardeşliğin güçlü bir hatırlatıcısıdır.
23 Nisan’ın çocuklara armağan edilmiş olması, aslında çok derin bir anlam taşır. Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet’in temellerini atarken geleceğin en büyük güvencesinin çocuklar olduğuna inanıyordu. Bu nedenle, ulusal egemenliğin ilan edildiği bu önemli günü, yarının büyükleri olan çocuklara emanet etti. Böylece hem geçmişin mücadelesi onurlandırıldı, hem de geleceğe dair umutlar bayramla taçlandırıldı.
Bu özel gün, çocukların sadece eğlenip kutlama yapacakları bir gün değil; aynı zamanda haklarının hatırlandığı, değer gördükleri bir gündür. Her çocuğun yaşama, eğitim görme, sevgiyle büyüme ve barış içinde yaşama hakkı vardır. 23 Nisan, işte tam da bu hakları vurgulayan, çocukların bir birey olarak seslerini duyurabildikleri çok özel bir platform sunar. Her yıl dünyanın farklı ülkelerinden gelen çocukların Türkiye’de buluşması da bu evrensel mesajı daha güçlü hale getirir.
Peki, biz yetişkinler olarak bu özel günde çocuklara gerçekten hak ettikleri ilgiyi ve değeri veriyor muyuz? 23 Nisan’ı sadece törenlerle sınırlı bir kutlama olarak görmek, bu bayramın ruhuna haksızlık olur. Asıl önemli olan, çocuklara yılın her günü hak ettikleri sevgiyi, saygıyı ve fırsat eşitliğini sunabilmek. Bayramlar geçer, ama çocuklara hissettirdiğimiz değer kalıcıdır. Bu yüzden 23 Nisan, sadece bir gün değil; çocukların her daim hatırlandığı, desteklendiği bir anlayışın temsili olmalıdır. Bugün coşkuyla kutladığımız bu bayram, bizlere her zaman şunu hatırlatsın: Geleceği şekillendirecek olan çocuklarımızdır ve onların mutlu, özgür, haklarına sahip bireyler olarak yetişmeleri hepimizin ortak sorumluluğudur.
Sevgilerimle,
Güray Şirin
Hoşçakalın, güzel kalın.